Ekonomi

Federal Reserve’den değerli çeviri: “ABD Dolarının Memleketler arası Rolü”

ABD Dolarının Uluslararası Rolü

20.yüzyılın büyük bölümünde Amerikan doları küresel ekonomide öncü bir rol üstlendi, burada Amerikan ekonomisinin büyüklüğü gücü istikrarı ve sermaye akışkanlığının yanı sıra güçlü bireysel haklar ve hukukun üstünlüğü ilkesi ile desteklendiğini görüyoruz. Bunun sonucunda da Amerika birleşik devletleri finansal piyasaların derinliği güçlü, likiditesi ile son derece güçlü ve güvenli dolar varlıklarına kaynak oluşumuna zemin oluşturdu. Doların uluslararası rezervlerde ve işlemlerde kullanımına olanak sağladı. Yapılan birçok ölçüme göre Amerikan doları baskın bir para birimi olarak da karşımıza çıkmaktadır. GSYH daki payına da baktığımızda küresel çapta ABD’nin önemli bir rolü üstlendiğini rahatlıkla ifade edebiliriz.

Şekil 1. ABD’nin dünya GSYH’sindeki payı ve ABD dolarının uluslararası rezervlerdeki payı

Şekil 1

ABD dolarına bir değer deposu olarak yaygın bir güven var

Paranın önemli işlevlerinden biri de satın alma gücüdür. Para birimi satın alma gücü kaybı olmadan kaydedilip bir değer deposu olarak işlev görür, bu değere olan güvende resmi döviz rezervleri aracılığıyla ölçülendirilir. 2021 yılında açıklanan küresel döviz rezervlerinin %60 ının ABD doları oluştururken bu pay 2000 yılında %71 olduğu görülmektedir. Ne var ki gerek 2000 yılında gerekse de 2021 yılında Amerikan doları diğer para birimlerine nazaran değerini rezerv değerini daima korumuştur. 2021 yılından geçmişe baktığımızda rezervlerde bir düşüş olsa da diğer para birimlerindeki çeşitlilik göz ardı edilmemelidir. Ülkeler rezerv varlıklarını son yıllarda çeşitlendirmiş olsalar dahi dolar daima baskın rezerv para birimi olarak işlem görmeye devam ediyor.

Şekil 2. Döviz rezervleri

Şekil 2

Resmi dolar rezervleri hem resmi hem de özel yabancı yatırımcılar tarafından yüksek talep de işlem görmekte ve hazine tahvilleri biçiminde tutulmaktadır. Bu yılın ilk çeyreği itibariyle 7trilyon dolar veya hazine tahvillerinin %33 lük kısmı hem resmi hem de yabancı yatırımcılar tarafından değerlendirilmektedir(şekil 3a) %42lik kısmı özel yerli yatırımcılar tarafından ve %25 i Federal Rezerv Sistemi tarafından işlem görmektedir. Yabancı yatırımcıların Hazine tahvillerindeki payı önceki yıllara nazaran düşmüş olsa da mevcut hazine varlıkları içindeki yabancı pay Euro bölgesi devlet borçlarının payı ile karşılaştırılabilir. (Şekil3 b)

Şekil 3. Devlet borcunun yabancı varlıkları

3.a. Pazarlanabilir ABD Hazineleri varlıkları

 

 

3.b. Yabancı yatırımcıların elinde bulunan genel devlet borçlanma senetlerinin payı

Özellikle yabancı yatırımcıların da ellerinde önemli miktarda banknot tuttuğu görülmektedir şekil4

Yurtdışında işlem gören ABD doları banknotları son yirmi yılda mutlak bir şekilde artmıştır. Federal Rezerv Kurulu 2021 yılı ilk çeyreği sonunda 950 milyar doların üzerinde bir banknot tutarının yabancı sermaye tarafından elde tuttuğunu tahmin etmektedir. Bu da ödenen ABD doları toplamının yarısına eş durumdadır.

Şekil 4. ABD doları banknotlarının yabancı varlıkları

4a. ABD doları banknotların payı

 

4b. ABD Doları banknot miktarı

Ek olarak da birçok yabancı ülkenin para birimlerini doların hareketlerine göre endekslemesi de doların bir değer deposu, değer birimi olarak kabul edildiğini de göstermektedir. Doların değer birimi olarak kabul edildiyse de 2015 yılında dünya GSYH sının %50si ABD Dolarına bağlı olan ülkelerce üretildiği de görülmektedir.

ABD doları, uluslararası işlemlerde ve finansal piyasalarda baskındır.

Herhangi bir para biriminin uluslarasın rolü o para biriminin değişim aracı olarak kullanılmasıyla ölçülebilir. Doların uluslararası alandaki hâkimiyeti küresel ticaret ve finans işlemleri üzerinde yapılan son çalışmalarda da vurgulanmıştır. ABD doları ezici bir çoğunlukta olup küresel ticarette en sık kullanılan para birimi olarak görmekteyiz.

 

 

 

 

 

 

 

 

Şekil 5. İhracat faturalandırmasının payı

Kısmi değişim aracı olan ve baskın bir rol üstlenen ABD Doları uluslararası bankacılıkta doğal olarak baskın bir para birimidir. Uluslararası ve yabancı para cinsindeki borçlanmaların ve alacakların %60ı dolar cinsinden olsa da bu pay 2000li yıllardan itibaren sabit kalmıştır.

Şekil 6. Uluslararası ve yabancı para bankacılığı alacak ve yükümlülüklerin payı

6a. Alacaklar


 

 

6b. Yükümlülükler

Dolar finansmanının özellikle ekonomik krizlerde yüksek talep görmesi yabancı kuruluşların bu dönemlerde dolar finans bakımından sıkıntı çekmelerine neden olabilmektedir. Bu finansman sıkıntını önlemek amacıyla Federal Rezerv uluslararası fonlamadaki krizleri önlemek adına iki program başlatmıştır. Böylelikle yerli ve yabancı firmalar, hane halkının kredi arzı üzerindeki etkilerini hafifletmiş 2008 mali krizi sırasında da Dolar finansmanının sabit kalması içinde birkaç yabancı merkez bankasıyla takas a geçmiştir. Bir kısmı 2013 de kalıcı özelliğe sahip olsa da Covid 19 krizi sırasında sabit takas hatlarındaki işlem sıklığını arttırdı ve New York Federal Rezerv Banksında hesapları olan FIMA ( uluslararası Para Otoriteleri) sunulan bir repo kolaylığı sağladı ve bunu 2021 yılında kalıcı hale getirdi. Olası bir krizde istikrarlı bir dolar fonu kaynağına erişebilecek olan yatırımcılar, hem takas hem de FIMA repo tesisi doların küresel konumunu güçlendirdi. Bu takas hatları 2008-2009 mali krizlerinde ve COVID 19 krizinde yaygın olarak kullanıldı. Diğer merkez bankaları da bu takas hattını kurmuş olsa da ECB Avrupa Merkez Bankası ve diğer merkez bankaları tarafından sunulan ancak dolar bazlı olmayan bu takas hatlarının kullanımı çok azdır.  Uluslararası operasyonel faaliyetler de dolar fonlanmasının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir.

 

 

 

 

Şekil 7. Merkez bankası takas hatları

7a. Karşı taraf merkez bankası tarafından Federal Rezerv takas hattı hükümleri

7b. Federal Rezerv ve Avrupa Merkez Bankası takas hattı hükümleri

Yabancı para cinsinden borç ihracı da firmalar tarafından ülkelerine verilen borçlarda ABD doları üzerinden işlem görmektedir. ABD doları cinsinden döviz borcu şekil8

2010 yılından sonra %60 civarında kaldığı görülmektedir.

Yabancı para cinsinden borç ihraçlarda da – firmalar tarafından ülke paraları dışındaki para cinslerinden ihraç edilmiş borçlar- yine ABD doları baskın durumdadır. ABD doları cinsinden çıkarılmış yabancı para borçlarının oranı Şekil 8’den görülebileceği gibi 2010 yılından sonra % 60 civarında seyretmektedir. Bu da doları avronun %23’lük payından hayli ileri bir noktada tutmaktadır.

Şekil 8. Yabancı para borç ihracının payı

Şekil 9: Tezgah Üstü Piyasalardaki Döviz İşlemlerinin Payı

Genel Olarak ABD Dolarının hâkimiyeti son 20 yılda sabit kalmıştır

Son yirmi yılda küresel olarak doların kullanımına baktığımızda baskın ve istikrarlı bir yol izlediğini görmekteyiz. Bu istikrarı görebilmek adına uluslar arası para birimi kullanım endeksine bakmamız yeterlidir. 2008 küresel mali krizinden bu yana yaklaşık 75 değerinde sabit kalan ve diğer tüm para birimlerini önünde olan dolarını yaklaşık 25 seviyesinde avro takip etmektedir.

Şekil 10. Uluslararası para birimi kullanım endeksi

ABD dolarının statüsünün azalması yakın vadede pek olası görünmüyor.

ABD dolarının hâkimiyetine yönelik yakın sürede zorluklar sınırlı görülmektedir. Modern tarihe baktığımızda bir baskın para biriminin tek bir örneği karşımıza çıkmaktadır. Buda İngiliz sterlinin yerini Amerikan doları ile değiştirmesidir. Birinci Dünya Savaşından sonra ortaya çıkan ekonomik buhranın ardından dolar 1944 de Bretton Woods Antlaşması ile uluslar arası rolünü sağlamlaştırmıştır. Ek olarak daha uzun bir zaman diliminde doların uluslararası statüsüne daha fazla meydan okuyan risklerinde göstermektedir. Özellikle Avrupa Birliğinin sahip olduğu derin finansal piyasalar, serbest ticaret hacmi ve istikrarlı girişimleri en büyük zorluk kaynağı olarak görülmektedir. Son olaylarda Covid 19 pandemisi esnasında AB’nin bugüne dek benzeri görülmemiş bir şekilde ve miktarda ortak destekli borç verme planları, AB tahvilleri ve Euro rezerv para birimi daha cazip hale gelebilir. Bu bütünleşme sayesinde AB’nin devler borçları ve altyapısındaki iyileşmeler dijital Euro nün getirilmesi bu potansiyel değişimi hızlandırabilir. Bunların büyümeye devam etmesi durumunda uluslararası statüsünü güçlendiren Euro doların yerini alabilir. Hâlihazırda ABD dünya ekonomisinin yaklaşık%25 ini oluştursa da dünya ticaretinin %85 i Dolar ile yapılmakta. Son yıllarda ülkeler dolar kullanmadan ticaret yapabilmek için alternatif mekanizmalar geliştirmeye yönelmektedir. Uluslararası Uzlaşma Bankasının da petrol fiyatlandırmasını Euro üzerinden yapmayı teklif etmesi petrol ticaretinin, uzlaşmaların Euro üzerinden yapılması ödemeler dengesinde de Dolardan Euro’ya doğru bir kaymaya sebep olacaktır. Avrupa Merkez Bankasının haziran ayı raporunda ticaret gerilimlerinin ve tek taraflı yatırım kararlarının Euro’nun uluslararası gücüne artıcı tepki yaptığını belirtmiştir. Resmi veriler bu süreçte Euro cinsi rezervlerde ve altında artış olduğunu göstermekte, özellikle 2007-2008 mali krizinin ardından merkez bankaları rezervlerinde ki dolarları azaltma eğilime gitmiş ve 2018 yılı merkez bankalarının altın ve Euro talebinin 1971 yılından bu yana en yüksek seviyede olduğunu ortaya çıkarmıştır.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu